Doktor olmak istedim.
Öğretmen olmak istedim.
Sonra kırtasiyeci Asuman ablayı o kadar çok sevdim ve tüm o renkli kalemlerin sahibi olmasına o kadar özendim ki, kırtasiyeci olmak istedim.
Ramazan davulcusuna özendim gecenin bir saatinde istediği gibi sokaklarda gezebildiği için, davulcu bile olmak istedim.
Meslek hayallerimin geçmişi oldukça karışık ve ilginç. Herkes gibi başlayan hayallerim sonra bir kaza geçirdi, bambaşka yollarda debelendi. O dönem bizimkilerin bana zaman zaman endişeyle bakan gözlerini hatırlayabiliyorum. Yıllar sonra bana ''bizi bazen korkutuyordun'' deyişleri hala aklımda :)
Sanıyorum ki kul hayal kurarken kader gülermiş ya, benim de o hesap oldu biraz. Başarısız bir öğrenci olmadım hiç. Bazı dönemlerde daha iyi, bazı dönemlerde daha durağandım belki ama genel anlamda öğretmenleri tarafından sevildim. İyi öğretmenlerle kesişti yolum, birçoğu ile bugün hala görüşüyorum. Çok sık görüştüğüm, buluştuğum hocalarım da var. Farklı bir bağ... Ama yolumu istediğim gibi çizdim diyemem. O dönemin şartlarına uyum sağlamak durumunda kaldım biraz ve hiç doyum hissetmedim. Yüksek lisans hayalim daha üniversiteyi kazandığım ilk yıllarda vardı, fakat kader tam burada güldü planlarıma. Ben üniversiteyi bitirmeye 1 ay kala bankadan kabul aldım ve doğruca işe başladım. O dönem sanırım en az beş parçaya bölündüğümden mütevellit, her şey öyle kaldı.
Sonra küstüm.
Evet, planlarımın ve hayallerimin hayatıma uyum sağlayamamasına, yaşadıklarıma küstüm. O dönem acı bir kayıp yaşadım ve çok ciddi bir özgüven kaybı yaşadım. Kırılmış kolumu, kanadıma emanet edemedim. Pişmanım diyemiyorum ama pişman değilim de diyemiyorum. Çünkü bir gün geldi ve ben internetten ALES kitabı sipariş ettim. Çalışacağım derken ALES kayıtlarının açıldığını görünce deneme amaçlı gireyim dedim, bir kısmında da kendimi huzursuz hissedip çıktım. Ona rağmen gelen puan, yüksek lisansım için yeterli olunca başvuruları bekledim. İşin ilginç yanı burada başlıyor, sosyoloji sevdiğim için planım sosyoloji alanında yüksek lisans yapmaktı. Sonra hocamın yönlendirmesiyle kendimi Siyaset Bilimi okurken buldum. İşte her şey burada başlıyor, ben okullar açıldıktan ve hocaları tanıdıktan çok kısa bir süre sonra geçen onca zamana üzüldüm. Bir sürü keşke sıraladım, bir sürü acabalar geçti aklımdan... Sosyoloji seçseydim dedim mi, asla. İnanılmaz güzel hocalarla bir aradayım, inanılmaz güzel kitaplar okumama sebep olan muazzam birikime sahip hocalarımla iletişim halindeyim, çok güzel çalışmalar hazırlama fırsatı buldum ve en önemlisi dersler... İnanılmaz keyifli! Ben o yıllarda bir küskünlük dönemi yaşamamış olsaydım bugün burada olmayacaktım.
O yüzden iyi ki...
Ve evet;
Eller yukarı, yüksek lisans vakti!
Çiçekler ile dolu bir yol olsun ... Tebrikler.
YanıtlaSilbaşarılar, kolaylıklar sanaaa :)
YanıtlaSil